T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İZMİR / BERGAMA - Bergama Bakırçay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

ŞANLI İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABÜLÜ'NÜN 103. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!

İstiklal Marşı' mızın 103. Yıl Dönümünü saygı duruşu ve İstiklal Marşı' mızın okunmasının akabinde yapılan programla kutladık. 

 

İSTİKLAL MARŞI ‘ NIN YAZILIŞ ÖYKÜSÜ

 

23 Nisan 1920 günü Meclis açılmış, İstiklal Harbi başlamıştı. Ordularımız, Anadolu’yu işgal edenlerle savaşıyordu. Yunan ordusu Ankara yakınlarına kadar ilerlemişti. Meclis bu ortamda, yeni kurulan Türk Devleti için bir İstiklal Marşı hazırlatmak istiyordu ve 1920 yılı sonlarında bu amaçla bir şiir yarışması düzenlenmişti.

 

Katılımcılara 6 ay süre verilmişti. İstiklal Marşı yarışmasına bu süre içerisinde tam 724 şiir gönderilmişti. O zamanki adıyla Maarif Vekaleti, yani Milli Eğitim Bakanlığı, bu şiirleri değerlendirmek için bir komisyon kurmuştu. O dönemin Türkiye’sinde iletişim olanaklarının neredeyse sıfır olduğu bir ülkede yarışmaya katılan 724 şiir tek tek okunmuştu . İçlerinden 6 şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılmış ve milletvekillerine dağıtılmıştı.

 

Ayrıca kazanan şiir için 500 lira ödül vardı. O zaman için çok büyük bir paraydı bu. O sırada Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı ) olan Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ankara’ da yaşayan ve aynı zamanda Burdur milletvekili olan ünlü şairimiz Mehmet Akif (Ersoy)’ dan da bir şiir istemişti.

 

Bunun üzerine Mehmet Akif Bey “Ben mebusum (milletvekiliyim), müsabakaya katılamam. Milli marş para ile yazılmaz ! “ yanıtını vermişti. Mehmet Akif Ersoy bu yarışmayı kazanan kişiye para ödülü verileceğinden başlangıçta yarışmaya katılmak istememişti. Fakat Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ısrarı üzerine ödülü almamak şartıyla şiirini yazacağını söylemişti. Evinde yazmaya başlayıp iki günde bitirdiği ve “Kahraman ordumuza” ithaf ettiği şiir tamamlandığında, Maarif Vekaleti’ ne teslim edilmişti. Böylece yarışmaya 7. şiir de katılmış oluyordu.

 

Müsabaka sonuçlandığında Mehmet Akif Bey‘ in şiiri Meclis kürsüsünden Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından büyük bir coşkuyla okunmuştu. Büyük tezahürat ve alkışlar arasında ve oybirliği ile İstiklal Marşı olarak kabul edilmişti.

 

İstiklal Marşı şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunmuştu ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinlemişlerdi. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey’ e 500 liralık para ödülünü vermeye geldiklerinde Mehmet Akif Bey almayı reddetmişti.

 

“Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir” demişti.

 

Meclis yetkilileri ısrar etmiş “Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın” demişlerdi. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı almış ve hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlamıştı.

 

O yıl düzenlenen beste yarışmasında da Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi kabul görmüş ve İstiklal Marşı 1924’ten 1930’a kadar bu beste ile söylenmiştir. 1930’dan sonra ise milli marşımız Zeki Üngör’ün bugün kullandığımız bestesi ile çalınmaya başlanmıştır.

 

Mehmet Akif ERSOY , yazmış olduğu bütün şiirleri “Safahat “ adlı eserinde bir araya getirmiş fakat İstiklal Marşı’nı bu esere koymamıştır. “İstiklal Marşı’nı niçin Safahat’a koymadınız?” diye sorulduğunda ise “– Onu millete hediye ettim, dedi; artık o, milletindir. Benimle alakası kesilmiştir. Zaten o, milletin eseri, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım. “ cevabını vermiştir.

12-03-2024

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 12.03.2024 - Güncelleme: 12.03.2024 13:19 - Görüntülenme: 48
  Beğen | 0  kişi beğendi